Русские видео

Сейчас в тренде

Иностранные видео


Скачать с ютуб 1200 yıl önce sanki bugünleri görürcesine verilmiş MANİDAR bir fetva...dini kıssalar serisi 3 в хорошем качестве

1200 yıl önce sanki bugünleri görürcesine verilmiş MANİDAR bir fetva...dini kıssalar serisi 3 3 дня назад


Если кнопки скачивания не загрузились НАЖМИТЕ ЗДЕСЬ или обновите страницу
Если возникают проблемы со скачиванием, пожалуйста напишите в поддержку по адресу внизу страницы.
Спасибо за использование сервиса savevideohd.ru



1200 yıl önce sanki bugünleri görürcesine verilmiş MANİDAR bir fetva...dini kıssalar serisi 3

İmam Malik’in Zor Sınavı – Hak Sözü Sultana Karşı Korumak Hicri 2. yüzyıl… İslam dünyası genişlemiş, ilim merkezleri çoğalmıştı. Medine, hâlâ ilmin ve hikmetin kalbiydi. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) şehriydi orası. Ve o şehirde, ilim ve takvasıyla temayüz etmiş bir âlim vardı: İmam Malik bin Enes. Çocuk yaşta Kur’an’ı ezberlemiş, genç yaşta Medine'nin büyük muhaddislerinden hadisleri derleyerek “el-Muvatta” isimli o muazzam eseri kaleme almıştı. Imam Malik’in meclisi kalabalıktı. Onun meclisine gelen sadece halk değil, halifelerin elçileri ve saray adamlarıydı. Zira onun sözü, sadece ilim değil, hakikat taşıyordu. O yıllarda Abbasi Halifesi Mansur, siyaset adına insanların biatlarını zorla alıyordu. Özellikle “boşanma” meselesi üzerinden yapılan biatlar büyük tartışmalara neden oluyordu. Halife, halkı “zorla biat ettirmeye” çalışıyor, bu biat da boşanma hükmüne bağlanıyordu: “Kim biat etmezse, karısı boş olur.” Halk korkuyordu. Çünkü biat etmezse hem canı hem ailesi tehdit altındaydı. Bu mesele, Medine’ye kadar ulaştı. Sorular, İmam Malik’in önüne geldi. Halk ondan fetva bekliyordu. Ama bu sıradan bir soru değildi. Bu fetva, ya halifeyi memnun edecekti ya da öfkelendirecekti. İmam Malik, düşünmedi bile. Çünkü o biliyordu ki ilim satılık değildir. Meşhur kürsüsüne oturdu, cübbesini düzeltti, halkın gözünün içine baktı ve şöyle dedi: “Zorlama ile yapılan biat geçersizdir. Korkuyla edilen yemin, boşanma sayılmaz.” Medine halkı rahat bir nefes aldı. Ama bu sözler saraya ulaştığında, büyük bir fırtına koptu. Halife Mansur öfkeden deliye döndü. “Kim bu adam? Bana kafa tutuyor!” dedi. Saraydan emir çıktı: İmam Malik hemen tutuklanacak, halkın önünde cezalandırılacaktı. Ve öyle de oldu. O mübarek âlim, Medine sokaklarında, herkesin gözü önünde kırbaçlandı. Her bir kırbaç, hakikatin sesi susturulsun diyeydi. Ama o susmadı. Gözlerinden yaşlar süzüldü belki ama dilinden tek bir isyan kelimesi çıkmadı. O, Allah’tan başka kimseden korkmadı. Çünkü biliyordu: “Hakkı söylemek bazen cana mâl olur, ama susmak bütün ümmete mâl olabilir.” Yıllar geçti... Halife Mansur bir gün hac için Medine’ye geldi. Haccını tamamladıktan sonra, İmam Malik’i saraya çağırdı. Malik reddetti. “İlmi ayağına getirtemezsin!” dedi. Halife, onun meclisine gitmek zorunda kaldı. İmam Malik, sadece bir fakih değil, bir duruştur. Kırbaçlandığı için değil, eğilmediği için büyüktür. O gün susmadığı için, bugün milyonlar onun mezarında dua eder. Ve İmam Malik, geriye şu sözü bıraktı: “İlim, dinin direğidir. Onu ehlinden öğrenin. Onu zalimlere satmayın.”

Comments